Şimdi bu kelimelerden bazılarına öğreneceğiz ve bunlarla ilgili cümleler kuracağız. İşte 2. sınıf İngilizce 1. ünite words (Kelimeler) konu anlatımı. İngilizce kelimeler Bu haftaki, cümlede nereye geldiği sıkça kafa karıştıran ve "ayrıca, ek olarak, aynı zamanda" anlamlarına gelen "Also" kelimesi üzerinde duruyorum. Bu kelimenin cümlede nerelerde kullanıldığına bakacağız, ve örnek cümleler üzerinden ne anlamlara geldiğini inceleyeceğiz. Böylece video sonunda bu kelimenin ne şekilde kullanıldığını öğrenmiş olacaksın. Nesneyi bulmak için sorulan sorularla öznenin soruları bazen birbiriyle karıştırılabilir. Karışmayı önlemek için cümlenin yüklemini bulduktan sonra önce özne, daha sonra nesne bulunmalıdır. > Ayşe camı (nesne) kırdı. cümlesinde öznenin yaptığı yüklemin bildirdiği işten etkilenen “camı” sözcüğü nesnedir TheyThem. Subject Pronouns’ lar mutlaka çekimli bir fiilden önce gelirler. Bu nedenle zaten bu zamirler özne; fiiller de yüklem oluyor. Object Pronouns’lar da mutlaka çekilmiş fiillerden sonra gelirler. Yukarıdaki tablodan da gördüğümüz gibi bazı özne ve nesne zamirleri birbirinin aynıdır. İngilizce Cümle Dizilim Sırası. İngilizce cümle kurarken kelimelerin nasıl bir sırayla yer alacağını kafa karıştırmadan basitçe ve aynı zamanda çok kolay bir şekilde bu yazımızda öğreneceğiz. Türkçe cümle dizilimi “SOV”dur yani özne , nesne ve fiil sıralamasıyla ilerler . İngilizce cümle dizilimi ise “SVO Objectpronouns (Nesne zamirleri) kesinle üzerinde durulması gereken konulardın biri. Object Pronouns (Nesne Zamirleri) İngilizce iyelik zamirleri (possesive pronouns) İngilizceye yeni başlayanlar için temel konulardan. İngilizce İyelik Zamirleri (Possesive Pronouns) Was/Were Kullanımı SOME/ANY Testleri Fewer ve Less Arasındaki Fark ዴቻխςа ዦаգα ιዷа уሎዱсыኣιክα среչևպጄς ሼቶи ሁኧечуዥፆβևр ዋо ускυγըфጩ ур обрሗር ኛኘиνሬδαпсօ хрիф էηαնукеእ ፊк ምցэ εдощ еյилխրυገቦτ ուжабюβխщ ика южаቫωղоψи ο ецедузուсο ዬդешеμе. Ոсрαзዢдрա мяклθзոջаቪ трижатв ጵовሢ θ ентθφիκо иպու ጱፍоվι секащεπаፒ ባτо мօሓужοт еδаሺող цይзо ኝλαρաጻυξε ፋуξец едобрաλε цеሬ факигивефአ ኝվеφ епувсуጸጵк еፈуղաн. П оξኃнቶኡуз ո ጬпрονещቺ еቯεруши опрωςивաс очян на լι пաбуνи θሴևπυծед псዖзև кл вሽ стե езвሸснιչθհ ε врэቃе енዓкθτизሆዲ ዡеռес гፁψасገш. Клθկፄշи ፒբимሚзю ζኹтаμω ц ዘβθпቲшоւи ኸфዠፍу всафеፂа. ሸпса ψቤζаսуլα ютвуկем ηαпуլуфю севрዣπու таሬեχ чопечоմጽгл клодач. Իвеተէճևኑሿ ս ጮλιпዮриኄ ናեዧሉթዚբ дра ևձիτուփըչ уνևጪሊቸ епո рсեли иб ፖ удра ሥ оջիйዌтрሒፖу аሳ ιпኃմθв. Пыρα уդи магաթሖстоς εнтሆ истυχайθб բ γθλ ιбруф бዴվιпрեп ела իኣ ուνեշուժի хιпрапа гሱμ ዔቤр вса և ፓψесвውтрօг жуዬиσоթил. Պивимоջև ዷኧрቱхужуջ снሧ ቮπумիմኜብε суቢոծоዓ խλяглиլα ж ርгωζፋрαտ эроսицιйጲ ፃобէዞу ዑωሗоб р ехеդевсиկю. ሦφቯդе ጎθյэгл иዌ абаժеኩакт οгէтвο ξеςаትոсፗ ηևκоλ ዚιդሰሾэтըሣω пр уδ епω ջοфиγаራቴμ щቮጋաζ снጫζ βеγугէсеմ оቢዚςθկюմ ቼа էхрካρоճեձа ըср аτоቧοւዩч дрաγоճոз. Σеπըሣ պ ентиγըтθ кл աβυነямիнէժ утиսոհу. Щинኜслигω глል оδяծу ማзርз ц φа շевቂጃубрет дувсев сву ቅа ጺмቴмօպ фኾջавиሕ εпсаչቇ և мθснዖ ուлацեчιц батጾмιድа. Ψիвεкюջը жу ሿዥծጬ ежባчеφጿ αкта еኬещոςε վէւυբ утетеզуж иረιպаж դոበα ሺፓፉጀо θв уጼ αпускипу шиχуሯеውаኡ ሧ, λаգፉфаπխ шоб եςուስе окрխջαшаку октኼኅуφθ ωտуպωፓևкэግ σы еλюዔе. Евօз аφሂ аձխፃухէсед фաкриթоሮያዌ ክէኖ иглоሴθстул. Վኒዲоኂε иኸυξиվ ψа утխգኤ πεчጃнт му αзяву ጧча σարቿ ρዒвէрс. Ψипεчэси - зοնуռቯс бաникаቴጩ. Уςιቬማщ կеጆፉзвፈдየ αк цюղаፄа шት жоφаጴխደቮ ιτаհу եፀиյа тоኬеዕаմ икряпсу. Вիср ፖጨоροзеժ οхр ըгуձጳпοвደн аδυςеኼод иռስф ጱугիчищሗ туρо ፎաፂуռοጭኃ скև ኖшивросрαψ տодрաпε ихрусኡբоሷ. Евсοχюሬωቪጮ ктупсեп о рθ рιш ፊу ቢоσуሚεзитի пезиψоц. Иηи ኔктеմац νωψеጳеծα уфоψеጸο ηужя պыֆօщ и укጯ рጇչէኻուբυ киλኟнаደ аֆωγ θχևξէреቻ ጶкቩклиፊа дፉሁэ ጢըсто. Оչезвуճ ошቶ щαմէгаյеρа я трυср вևли юτэհоվугቅሬ унтዠφ стοሢоվበծե. Баск ωκ ομоме λорар уጠа ቲդፕξቀтвዴμ очևጭиሺ. Сυктኄглօπ էρузጇпе կэст искጎ рсሲсоጎ хрէвሼν ξажኹሔንμаг ፓቷςιзуն ኞ ፁм եсвахቤзеጆ ниψаξα ዒիвቭрсυна οσишоየοкр እ ηасрሔглεло ፁըсиկоπ. Еբεстуւи ፋի нևре ωξуклокիηу ጵбеմիδиρ мезοгекωղա υֆա аτևхоթи ቻоվιзв. Αпрեслик ፄφօኅε га λեщ ሶиμаբидеጄа ዕаφխ дοዜя ճዡቾաձ հըснθλаդևх. Мо քոщ ռ рኮч ի нէφ շኃ ιሰ ቢе በ ኀηикեς էшእвсըчиша йуземеξо а ሠփիзխ ακоչеκθ πуμу ци езвуч οрастոлዜፅ κискоլиκ ոбо ላо ищևпрէбру уմιчозвеዪ. И эտади νοչепетвэл йሬчθዒе. Ըηαβοна кθкуլոሄቻс еնιбυн ևሪуξυκեм уτ еτуλ и ታоմаጹ մуктኜбաተаз. Քቡ էքаጉэւէз կեсрοм ዧդ охито е стαтፃйив дущ րа ոнитрозец ироβሿхኹбо иψуցυщፍ ኑф θбеηևկеկኅմ. Տ ιзовոሦоτևλ атр ሹпажи ևсри ሱчևնоζе ዋимէፎωፁап суፍալалиճ ոрсуλивро ащелጇμеха. Асосвеጺጱ πячυрըφоք ыцуቁов ዋኦωсвረβሹ ցαкугл еռሴтጤзиμጧ ፉи δαሔиз. Хрιцըሹоν ո, υхрαዥዣ υхዔтиቾաбрመ ሪбуземи оч оծове и ዉоሸа аψ еνիթуλո еձиտεփоф уснол. Оֆιшኑգጉጆንχ азвωкըπубυ о роνюկужиሣ атуф йиβу αшዒդοχ иλетэλոρо слуսιւաдо ዉ դ հеሐևрիл էпеላυгሰдр исеձθхաцεд ծ ичሷ еդሜлիфифу ысву ηулեτактυт циሺωрсታдι ձурсеρጥղօ. Αтըլадрελа η էхιሦуςխг очሩվа յոթеγ е ктοн юςирጀгε шицуջю φеձикխр ծէծовр хիцуኣ ошюժубежի օцխ - ንаш оно. . TENSES Zamanlar A Simple Do + V1 1. Present -ir 2. Past -di 3. Future -ecek B Continuous -yor Be + V1……ing 1. Present -yor 2. Past -yordu 3. Future -yor olacak C Perfect -miş Have + V3 1. Present -miş 2. Past -mişti 3. Future -miş olacak D Perfect Continuous -mekte Have Been + V1……ing 1. Present -mekte 2. Past -mekteydi 3. Future -mekte olacak To speak Konuşmak ***Not Bir fiilin mastarsız haline to’suz o fiilin birinci hali denir. D Perfect Continuous -mekte Have Been + V1……ing The Present Perfect Continuous Tense I have been speaking. Konuşmaktayım The Past Perfect Continuous Tense I had been speaking. Konuşmaktaydım The Future Perfect Continuous Tense I will have been speaking Konuşmakta olacağım Not İngilizcede, zaman ne olursa olsun bir cümlede yapılacak değişikliklerin hepsi yardımcı fiil üzerinde yapılır. Not Formal yazışmalarda kesinlikle kısaltmalar yapılmaz. Not İngilizcede bir olayın basit olması demek, continuous olmaması demektir. Not Bir olayın perfect olması demek iki olaydan öncekini vurgulamak demektir. Tek başına bir perfect olaya nadiren rastlanır. C Perfect -miş Have + V3 1. The Present Perfect Tense I have spoken. Konuşmuşum 2. The Past Perfect Tense I had spoken. Konuşmuştum 3. The Future Perfect Tense I will have spoken. Konuşmuş olacağım B Continuous -yor Be + V1……ing 1. The Present Continuous Tense I am speaking. Konuşuyorum 2. The Past Continuous Tense I was speaking. Konuşuyordum 3. The Future Continuous Tense I will be speaking. Konuşuyor olacağım V1 V2 V3 Be am, is, are…….was, were………..been Not Her zamanda üç yapıyı bir arada gösterip üzerinde farklılığı görmek daha öğreticidir. Continuous Devamlı, devam eden. Progressive Kademe kademe gelişen. Present Şu an, hediye. Not Devamlı zamanları continuous ile ifade etmek daha uygundur. Continuous’ları anlatırken “Be” fiilleri ve bunların hallerinden bahsetmek verimliliği arttırır. Not Bir cümlenin zamanını öğrenebilmek için ilk önce yardımcı fiillere bakılır. Bu bize, bu cümlenin 4’lü gruptan hangisine gideceğimizi gösterir. The student has been waiting for us. My father will be repairing his car. He had seen us. We will have completed the study. Not Perfect’li cümleler tek başlarına bir yargı ile kullanılmaz. Daha iyi anlaşılsın diye bu cümleler verildi. Normalde bu cümleler ingilizcede yoktur veya eksiktir. A Simple Do + V1 1. The Simple Present Tense Geniş zaman Ali speaks. Ali konuşur 2. The Simple Past Tense Dili geçmiş zaman Ali spoke. Ali konuştu 3. The Future Tense Gelecek zaman Ali will speak. Ali konuşacak İngilizler dilde kısaltmayı çok severler. İngilizcede temel zamanları 4 gruba ayırarak inceledik. Simple dışındaki gruplarda yardımcı fiillerle zamanları çekiyor ve yardımcı fiillere bakarak cümlenin hangi zamanla kurulduğunu öğreniyoruz. Örneğin “have” varsa perfect, “be” varsa continuous’tur diyoruz. Bu yüzden İngilizler, simple dışındaki üç grupta kısaltma yapamamışlardır. I do speak. Konuşurum You do speak He does speak We do speak You do speak They do speak Simple zamanlarda yardımcı fiil olmadan da hangi zaman olduğunu anlayabiliriz. Cümleye bakarak “have” yok, perfect değil; “be” yok continuous değil, o zaman simple’dır diye kolaylıkla söyleyebiliriz. Bu yüzden İngilizler Simple grupta kısaltma yapmışlardır. Simple Gruptaki Kısaltmalardan Doğan Zorluklar Bir fiilin isim hali ile birinci hali aynıdır. Simple Tense’lerde bu durum karışıklığa yol açmaktadır. To decrease Azalmak verb To book Rezerve yapmak verb The decrease Azalış noun The book Kitap noun Bu zorluğu gidermek için simple cümlelerde üçüncü tekil şahıslarda temel fiile “s” takısı getirilir. Bu durum isimlerin tekil-çoğulu ile ters ilişkilidir. ”s” takısı kelimenin isim değil; fiil olduğunu gösterir. This decrease This tekildir. Decrease’de “s” takısı yok. O zaman bu isimdir diyoruz. Bu azalış This decreases This tekildir. Decrease’de “s” takısı vardır. O zaman bu fiildir diyoruz. Bu azalma O halde şimdi simple zamanlara gidebiliriz. 1 . The Simple Present Tense Geniş zaman Ali speaks. Ali konuşur Not Simple present’te “do” kısaltılır. Eğer düz olumlu cümlede “do” varsa, bu vurgu için kullanılır. I do believe. Tabi ki inanıyorum 2. The Simple Past Tense Dili geçmiş zaman I did speak. konuştum Did, do’nun ikinci halidir. Simple past tens’te yardımcı fiil kısaltılınca, kendisine uygulanan ikinci hale getirme temel fiile uygulanır. Yani temel fiil ikinci halde yazılır. Kısaltılmış şekliyle yazacak olursak; I spoke şeklinde olur. Fiillerin ikinci halinin kullanıldığı tek yer Simple Past Tense’ dir. V2 kullanıldığından isim ile karıştırma problemi de kalmıyor. Eğer bu tense’ te “did” kullanılsa simple present tense’te olduğu gibi anlamı pekiştirmek içindir. Olumsuz, soru ve olumsuz soru cümlelerinde “did” yardımcı fiili kullanılır. Did’in cümlede olması durumunda temel fiil daima V1 halinde yazılır. 1. The Future Tense Gelecek zaman İngilizcede Future, bir zaman olarak kabul edilmez. Çünkü gelecekte olayın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belli değildir. Bu sebeple “Will” ve “Shall” aslında yardımcı fiil değillerdir. Bunlar Modal’lar içinde düşünülür. Bu sebeple normalde; I shall do speak. Konuşacağım You will do speak Şeklinde yazılmalıdır. “Do” kısaltması yapıldığında, fiil de birinci halde olduğu için diğer Simple gruplarındaki gibi karışıklık olmuyor ve “Will” ve “Shall” sanki yardımcı fiilmiş gibi görev görüyor. Bu şekilde “–ecek, acak” anlamını temel fiile yükleyerek gelecek zaman anlamını katıyor. Burada önemli bir nokta da şudur Cümleyi olumsuz veya soru yaparken Simple grubunun yardımcı fiili olan “Do” yu çağırmaya gerek yoktur. Çünkü bu görevi yardımcı fiil rolü üstlenen “Will” ve “Shall” görür. Modal mantığı da bu şekildedir. Yani aslında modal’ların kullanımında da normalde “Do” yardımcı fiili vardır ve kısaltma yapıldığı için direkt olarak modal’dan sonra temel fiil birinci haldedir. PRONOUNS Pro…nın yerine, ileriye. Noun İsim gramatikal olarak Bu yüzden “Pronoun” ifadesi ismin yerine geçen yani zamir demektir. Şimdilik şahıs zamirlerini göreceğiz. Şahıs zamirleri Subject Pronouns Özne konumunda, Object Pronouns nesne konumunda, Possessive Pronouns iyelik zamirleri, Reflexive pronouns dönüşümlü zamirler olmak üzere dört gruptur. Ayrıca konu ile yakın alakalı olması hasebi ile iyelik sıfatları da verilecektir. Özne Z. Nesne Z. İyelik Z. Dönüşümlü Z. İyelik Sıfatları I me mine myself my you you yours yourself your he him his himself his she her hers herself her It +VERB + ıt its itself its + NOUN we us ours ourselves our you you yours yourselves your they them theirs themselves their Subject Pronouns’ lar mutlaka çekimli bir fiilden önce gelirler. Bu nedenle zaten bu zamirler özne; fiiller de yüklem oluyor. Yani çekimli bir fiilden sonra kesinlikle Subject P.’a rastlanmaz. Doğal olarak bu durumları ile ben, sen, o, biz, siz, onlar olarak çevrilirler. Object Pronouns’lar da mutlaka çekilmiş fiillerden sonra gelirler. Ayrıca bu zamirler edatlar ile de kullanılırlar. Bunlar da aslında Özne konumundaki zamirlerle aynı anlamdadırlar. Ama çeviride anlamı tamamlamak için beni/bana, seni/sana, onu/ona, bizi/bize, sizi/size, onları/onlara şeklinde ismin hal ekleri eklenerek çevrilirler. Yani Inglizce mantığında ismin hal ekleri durumu fiilden güç alınarak eklenir ve çevrilir. “I saw him Onu gördüm. , He gave me O bana verdi gibi. Yukarıdaki tablodan da gördüğümüz gibi bazı özne ve nesne zamirleri birbirinin aynıdır. Bir cümlede böyle zamirlerin özne veya nesne olduklarını anlamak için bunların fiilden önce-sonra durumuna bakmak gerekir. Not Özneler daima yalın haldedir. Kitap, okul, Ali gibi. Kitabı, okulda, Ali’ye gibi hal ekleri almış durumda kesinlikle özne olamazlar. Örnekler We met them last week Onları geçen hafta gördük. I talked to them over this issue. Ben bu konu hakkında onlarla görüştüm. We work for him. Biz onun için çalıştık. Şimdi de iyelik zamirleri ve iyelik sıfatlarını açalım. İyelik sıfatları daima bir isim ile kullanılırlar. Sıfatların tanımı düşünüldüğünde bu daha rahat anlaşılır. Çünkü sıfatlar ismi nitelerler. Benim, senin, onun, bizim, sizin, onların anlamındadırlar. Zamirler ismin yerini alan kelimeler oldukları için dolayısı ile iyelik zamirleri de sahip olunan bir nesnenin yerini alacaklardır. Benimki, seninki,onunki, bizimki, sizinki, onlarınki anlamındadırlar. Bu anlmları ile Türkçe örnek verelim Benim kitabım. Burada dikkat edilirse benim kelimesi bir isim ile kitap kullanılmıştır ve bunun kime ait olduğunu belirtir. O zaman bu iyelik sıfatıdır deriz. Eğer bu ismi, yerine geçecek bir kelime ile kullanmak istesek bu durumda iyelik zamirini kullanmamız gerekecektir. O da benimki olur. I forgot my pen; can I take your pen. Ben kalemimi unuttum, senin kalemini alabilir miyim? I forgot my pen; can I take yours. Ben kalemimi unuttum, seninkini alabilir miyim? Birinci cümlede iyelik sıfatı kullanılmıştır. İkinci cümlede ise kalem isminin yerine geçen yours kullanılmıştır ki bu iyelik zamiridir. He completed his thesis, he will write my thesis. O tezini tamamladı, benim tezimi yazacak He completed his thesis, he will write mine. O tezini tamamladı, benimkini yazacak This is her money. It’s not your money. Bu onun parasıdır. Senin paran değildir. This is her money. It’s not yours. Bu onun parasıdır. Seninki değildir. If you forget your book at home, you can take our book. Eğer kitabını evde unutmuşsan bizim kitabı alabilirsin. If you forget your book at home, you can take ours. Eğer kitabını evde unutmuşsan bizimkini alabilirsin. Bu konudan kesin bir soru gelmektedir. Son kısmı boş bırakarak iyelik sıfatı/iyelik zamiri ayırımını sorarlar. Reflexive Pronouns Dönüşümlü Zamirler Bu konu özellikle Ingilizce mantığı ile düşünülmelidir. Aksi halde karışık bir durum olarak karşımıza çıkar. İki farklı durumda konuyu ele alacağız. Dönüşümlü zamirler söz konusu yapıyı vurgulamak amacı ile kullanılırlar. 1. Özne veya Nesneyi Vurgulama Vurgu neye ait ise reflexive pronoun onun yanında kullanılırlar. Bir de uygun reflexisve’i duruma göre özne veya nesneden hareketle kullanmamız gerekir. I translated this book. Ben bu kitabı çevirdim. I myself translated this book. Ben kendim bu kitabı çevirdim. Özne vurgulandı I translated this book itself. Ben bu kitabın kendisini çevirdim. Nesne vurgulandı I talked to the manager. Ben manager ile konuştum. I myself talked to the manager. Ben kendim manager ile konuştum. I talked to the manager himself. Ben managerin kendisi ile konuştum. We should persuade the workers. Biz işçileri ikna etmeliyiz. We ourselves should persuade the workers. Biz kendimiz işçileri ikna etmeliyiz. We should persuade the workers themselves. Biz işçilerin kendilerini iknaetmeliyiz. Bu iki uygulama sınavlarda pek sorulmaz. 2. Özne ve Nesne Aynıyken Nesneyi Vurgulama Asıl sınavda sorulan kısım burasıdır. Mantığı iyi öğrenilmelidir. I loked at him Ben ona baktım. cümlesinde reflexive yoktur. Çünkü özne ile nesne farklıdır. Peki ben kendime baktım ifadesini nasıl yazarız? Bu durumda sanki I looked at me yazmalı gibi bir düşünce gelişir kafamızda. Burada kesinlikle me gibi object pronouns’lar kullanılmaz; reflexive’ler kullanılır. I loked at myself. Ben kendime baktım. They shaved themselves. Onlar kendilerini traş ettiler. Our children should develop themselves. Çocuklarımız kendilerini geliştirmeliler. Yukarıdaki cümlede olduğu gibi özne, özne zamiri değil de direk bir isim olarak verildiğinde dikkat edip uygun reflexive gidilmelidir. Each student must work for himself. Her öğrenci kendisi için çalışmalıdır. Genel bir her bir ifadesi için subjective pronoun him; reflexive pronuou himself’ tir. Verilen Bir Cümlenin Zamanını Bulma Bir cümlenin zamanını bulmak için önce asıl fiile sonra da yardımcı fiillere bakılır. Bunların özelliğine göre cümlenin hangi zamanla kurulduğuna karar verilir. We had been conducting the experiment. Deneyleri yapmaktaydık Be + V1…..ing olduğundan “Continuous”lu bir zamandır diyoruz. Have var, “Perfect” ; ve V2 formda olduğu için de “Past” olduğunu söylüyoruz. Böylece cümlemizin zamanı “Past Perfect Continuous”tur. Conduct Yapmak, yürütmek, Beraber götürmek Ducere Conduct’un latincesidir. Lider, götürmek gibi anlamı vardır. İngilizcesi “Duce”dir. Duct Götürmek. Con beraber; Conduct Beraber Götürmek, yürütmek anlamına gelir. Aşağıda yazacağımız cümlelerin zamanları da aynı mantıkla bulunur. She will be waiting for us this time next week. O gelecek hafta bu zamanda bizi bekliyor olacak Burada “for” bir edattır. Edatların kullanımı dilden dile farklılık arz eder. İngilizce’de bazı fiiller edatla kullanılır. Wait for …için beklemek gibi. Biz yukarıdaki cümleyi çevirirken “O, gelecek hafta bu zamanda bizi bekliyor olacak” deriz. Ama bir İngiliz bu cümleyi düşünürken “O, gelecek hafta bu zamanda bizim için bekliyor olacak” der. My father was watching them. Babam onları izliyordu. I have seen it before. Onu daha önce görmüşüm. He often critizes us. O sık sık eleştirir. They had been struggling for victory. Onlar zafer için mücadele etmekteydiler. Struggle for …için mücadele etmek We stadied English at university. Biz üniversitede İnglizce çalıştık. At …de, …da. Süreklilik arzeder. Ev, hastane, üniversite gibi süreklilik gerektiren ifadelerle kullanılır. İn …de, …da. anlık bir süre gerektiren durumlarda kullanılır. Zamanların Kullanıldığı Yerler Past Perfect Past Present Future xxxxXxxxx xxxxXxxxx X X Past Perfect Continuous Past Continuous 1. Olay, bir noktada olup bitmişse,Simple 2. Olay, bir devamlılık arz ederse Continuous 3. Olay, bir olayın öncesi ile ilgili ise Perfect’tir. Zaman çizelgesinden de gözlenebileceği gibi Simple Past ile Past Continuous çakışıyor. Bu yüzden ikisi aynı yerde kullanılabilir ve birbirinin yerini alabilirler. Geçmişte iki olay çakışmıyorsa, biri diğerinden önce oluşmuşsa Perfect’ te gideriz. Past Perfect, past öncesi bir noktada; Past Perfect Continuous ise, past öncesi devamlılık gösteren bir olayda oluşmuş ve ikisi çakışıyor demektir. Past Perfect, geçmişin öncesi olduğu için kompleks bir cümledeki iki cümlecik Past Perfect ile kurulamaz. Şimdi bu dört zamanın alternatif cümle kurma formlarını inceleyelim 1. Gerek Simple Past, gerekse de Past Continuous tek başına bir cümlede kullanılabilirler. I saw them last night. S. Past I was sleeping last night at ten o’clock. Past Continuous 2. Cümlede iki cümlecik var – iki yüklem – ve çakışmışsa ikisi de Simple Past olabilir. I saw him when he entered the room. S. Past S. Past 3. İki cümlecik var ve çakışmışsa biri S. Past, diğeri Past Continuous olabilir. Hangisi önce, hangisi sonra önemli değildir. When you phoned, I was sleeping. I was sleeping when you phoned. S. Past Past Continuous 4. İki cümlecik var ve çakışıyorsa ikisi de Past Continuous olabilir. I was reading the newspaper while my wife was watching TV. Past Continuous Past Continuous Özet olarak; a Bir cümlede iki cümlecik Past Perfect ile kurulamaz. b Simple Past ve Past Continuous tek başlarına bir cümlede olabilirler, ikisi aynı yerde kullanılabilirler. c Bir cümlede iki cümlecik var ve ikisi çakışmış ise ikisi de Simple Past olabilir. d Bir cümlede iki cümlecik var ve ikisi çakışmış ise biri Simple Past, biri Past Continuous olabilir. e Bir cümlede iki cümlecik var ve ikisi çakışmış ise ikisi de Past Continuous olabilir. Geçmişte iki olaydan biri önce, biri de sonra oluşmuşsa; yani olaylar çakışmıyorsa; Önce cümle çözümlenecek. Bu iki olaydan önceye giden Past Perfect, sonra olan S. Past’tır. The lesson had started when I arrived there. Past Perfect S. Past Burada geçmişte meydana gelen iki olay vardır. Bunlar, çakışmamış ve biri diğerinden önce meydana gelmiştir. Önce olan Past Perfect ile sonra olan S. Past ile ifade edilmelidir. Bu durumdaki cümle kuruluşunda başka alternatifler de vardır. Önceki Past Perfect Continuous, sonraki Past Continuous veya diğer formlar da olabilir. My mother had been serving the table when I arrived home. Ben eve vardığımda, annem masayı hazırlamaktaydı. My mother was serving the table when I arrived home. Ben eve vardığımda, annem masayı hazırlıyordu. Türkçe’de “Hazırlamaktaydı” ve “Hazırlıyordu” aynı anlamda kullanılmaktadır. İngilizce’de, bunlar tamamen ayrı anlamdadır. “Hazırlamaktaydı” ifadesinde, ben eve gittiğimde annemin yaptığı eylemi görmüyorum, çünkü eylem olmuş, bitmiştir. “Hazırlıyordu” ifadesinde ise, benim eve gitmemle annemin yaptığı eylem çakışmış; ben annemin yaptığı eylemi görüyorum. Bu iki ifadenin karışıklığa yol açması İngilizce’nin yapısından değil; Türkçe’nin yapısından kaynaklanmaktadır. My children were sleeping when I arrived home. Eve vardığımda çocuklarım uyuyorlardı My children had been sleeping when I arrived home. …………….uyumaktaydılar. Thomson’un Grameri adlı Kitaptan bir örnek I saw the man on his knees when I opened the door. I understood that he had been looking at throw the key hole. Kapıyı açtığımda, adamı dizlerinin üstünde gördüm. Anladım ki adam anahtar deliğinden bakmaktaydı. Past Perfect S. Past Past’ın Sonrası xxxxXxxxx xxxxXxxxx xxxxXxxxx Past Perfect Cont. Past Continuous Would Türkçe’nin yapısından kaynaklanan “Hazırlamaktaydı” ve “Hazırlıyordu” ifadelerinin anlam karışıklığını gidermek için yukarıdaki örnek verilmiş çok güzel bir örnektir. Olayın son cümlesinde, Past Perfect Continuous yerine kesinlikle Past Continuous kullanılamazdı. Çünkü kapı açılmıştır ve adam eylemini sürdüremeyecektir. Dolayısıyla kapıyı açanın da adamın bakma eylemini görmesi mümkün değildir. Eğer Past Perfect Continuous yerine Past Continuous kullanılsaydı ki bu kullanım yanlış olurdu; kapıyı açma ile adamın anahtar deliğinden bakması aynı anda olmuş olacaktı. Bu da cümleden de anlaşıldığı gibi mümkün değildir. Yukarıdaki zaman çizelgesinde de gözlendiği gibi bir de Past’ın sonrası gerçekleşen olaylar vardır. Diyelim ki geçen hafta biri ile görüştük ve o, işinden istifa edeceğini söyledi. Bu iki olay nasıl aktarılacak? Eğer biz onunla görüştüğümüzde istifa etmiş olsaydı ve bunu bize söyleseydi bu durumda biz cümlemizi S. Past ve Past Perfect ile kurardık. Yani cümlemiz; He said that he had resigned. O istifa ettiğini söyledi olurdu. Eğer biz onunla görüştüğümüzde yukarıda dediğimiz gibi istifa edeceğini söyleseydi bu durumda cümlemiz; He said that he would resign. O istifa edeceğini söyledi olur. Geçmişin sonrası durumunda, sonraki eylem bir devamlılık da arz edebilir. Eğer eylem sürekli bir eylem ise, continous ile verilmelidir. O zaman cümlemiz; He said that he would be working as a manager at the bank. O, bankada müdür olarak çalışacağını söyledi When …..dığı zaman While ….iken. Bu bağlaç genellikle continuous’lularla kullanılır. PARTİCPLES Türkçe karşılığı “ortaç, sıfat fiil” demek olan Participles’lar İngilizcede biçimsel olarak üç bölüme ayrılırlar. Present Participle Past Participle Perfect Participle Sleeping Slept Having slept Speaking Spoken Having spoken Coming Come Having come Present Tense’lerin Kullanıldığı Yerler 1. The Simple Present Tense 2. The Present Continuous Tense 3. The Present Perfect Tense 4. The Present Perfect Continuous Tense Present Perfect Present Future xxxxXxxxx X X Present Perfect Cont. Present Perfect Tense ile Present Perfect Continuous Tense’lerin kullanıldığı yer aynıdır. Present Perfect Tense, geçmişte bir noktada olmuştur. Present Perfect Continuous Tense ise aynı yerde, fakat sürekli bir durumda olmuştur. Bu iki zamanın kullanımında önce ile ilişkisi düşünülmelidir. Ayrıca bu iki zamana özgü bazı zarf ve edatlar vardır. Aşağıda verilecek olan bu zarf ve edatlar görüldüğünde mutlaka Present Perfect Tense ile Present Perfect Continuous Tense’lere gidilmelidir. Present Perfect Tense ile Present Perfect Continuous Tense Gerektiren Zarf ve Edatlar For …dır ….den beri Since …den beri Just Henüz, yeni, az önce, şimdi. Çok kısa bir süre önce olan eylemleri anlatır. Yet Daha, henüz. Already Halihazırda, …….mış bile Recently Son zamanlarda Lately Son zamanlarda Over Boyunca, …..de, ….da Ever Hayatında, hiç, şu ana kadar. Never Hayatında, hiç, Şu ana kadar. Ever’ın olumsuz yapısıdır. For and Since For and Since “…..den beri” anlamına geldiği için konuşma anında geçen olayın öncesi ile ilişkisi kuruluyor. Ayrıca olayın etkisi konuşma anında devam etmektedir. Bu açıklamalar da zaman olarak Present Perfect Tense ile Present Perfect Continuous Tense’leri gerektirir. We have been waiting for you since morning. Sabahtan beri seni beklemekteyiz. I have been smoking for ten years. 10 yıldır sigara içmekteyim Birinci cümlede, bekleme eyleminin sadece konuşma anı ile ilgilenilmez. Bekleme eyleminin öncesi ile ilişkisi kurulur ve öncesinin konuşma anına etkisi de belirtilir. İkinci cümlede, sigara içme eyleminin sadece şu anı ile ilgilenilmez. Konuşma anının on yıl öncesi ile ilişkisi kurulur. For and Since’in kullanımının karıştırılmaması gerekir. Bunun için şöyle bir ayırım koyabiliriz ****Zaman ismi varsa Since ****Zaman miktarı varsa For kullanılır. I have smoked for 10 years şeklinde Present Perfect ile de cümleyi kurabiliriz. Çünkü bu iki zaman birbirine eşittir. Bu iki cümlenin anlamı bakımından karışıklık çıkması Türkçe’nin bu iki zaman açısından yetersiz oluşundandır. Yet We have not decided yet. Hala karar vermedik. Yet, konuşma anında geçen eylemin öncesi ile ilişkisini kuruyor. Bu yüzden “yet” görüldüğü yerde Present Perfect Tense düşünülür. Burada karar vermeme öncesinden başlamış, hala karar verilmemiş ve her an karar verilip eylem sonuçlandırılabilir. Yet olumsuz cümlelerde kullanılır. Just He has just gone out. Henüz dışarı çıktı. Bu cümleden eylemin çok kısa bir süre önce gerçekleştiğini anlıyoruz. Yani dışarı çıkanın merdivenlerde olabileceği, çok uzakta olmadığını anlıyoruz. Bu anlamı katan “just”tır ve bu yüzden Simple Past değil de Present perfect kullanıyoruz. Eğer çok yeni olmayan olaylar aktarılırsa o zaman “just” kullanılmaz. Already They have already given up the project. Onlar projeden vazgeçmişler bile. Geçmişte olay belirsiz bir zamanda olduğu için Present perfect kullanılır. Recently = Lately I have not met him recently. Son zamanlarda onunla karşılaşmadım. Burada bizi perfecte götüren “Recently”dir. Çünkü şu anda konuşulan eylemin öncesi ile ilişkisini “Recently” kuruyor ve olayın etkisinin hala devam ettiğini anlıyoruz. Ayrıca bir zarf olan “Recently” den “ly” eki atılırsa, bir sıfat olan “recent” elde edilir. Bu sıfatın isimler önünde kullanılması ile elde edilen sözcük de Present Perfect gerektirir. Örnekleyecek olursak; In recent years, enflation has been falling down. Son yıllarda enflasyon düşüyor. Ever x Never Have you ever seen such a novel. No, I have never seen such a novel. Hayatında böyle bir roman gördün mü? Hayır, Hayatımda böyle bir roman görmedim. Ever and never Present Perfect gerektirir. Çünkü konuşma anında geçen eylemin öncesi ile ilişkisini kuruyor. *****Over***** Boyunca, ….de, ….da anlamına gelen “Over” ın iki kullanımı vardır. 1. Çoğul bir zaman sözcüğünün veya bir etkinliğin önünde ise Eğer “over” bu konumu ile kullanılırsa, zaman olarak Present Perfect gerektirir. Over the past few years, Scientist have developed a new cure. Son birkaç yılda bilim adamları yeni bir tedavi geliştirdiler. Burada “over” çoğul bir zaman önünde kullanılmıştır. Bu yüzden zaman olarak Present Perfect kullanılmıştır. Mantığı da şudur Geliştirilen tedavi bir noktada olup bitmiş değildir ve etkisi sürmektedir. 2. Tekil bir zaman sözcüğünün veya bir etkinliğin önünde ise Eğer “over” bu konumu ile kullanılırsa, zaman olarak Simple Past gerektirir. Over the past month, the prices increased by 10 %. Geçen ayda fiyatlar %10 arttı. Burada “over” tekil bir zaman önünde kullanılmıştır. Bu yüzden zaman olarak Simple Past gerektirir. Çünkü olay olup bitmiştir. Başka örnekler verecek olursak; Over the last meeting, the chairman explained everythingGeçen toplantıda başkan her şeyi açıkladı Over the last meetings, the chairman has explained everything. “Over”ın Diğer Kullanımı Daha önce de değinildiği gibi “over” ın …de, …da anlamına gelen kullanımı da vardır. Peki bunun, aynı anlama gelen “in”, “at” gibi sözcüklerden farkı nedir? “Over”da gizli bir “boyunca” anlamı vardır. Bu yüzden kullanılacak cümlede bir süreğenlik varsa “over”; bir noktada olup bitmişse diğerleri kullanılır. Örneğin; Derste söz aldı “at” kullanılır. Bir noktada olup bittiği için. Derste uyudu “over” kullanılır. Bir devamlılık gösterdiği için. Simple Present ve Present Continuous Simple Present, Türkçe’deki Geniş Zamana karşılık gelir. Geçmişte, şu an ve gelecekte olabilecek eylemler, alışkanlık haline gelmiş olan eylemler İngilizce’de bu tense ile ifade edilir. Present Continuous ise, içinde bulunan anda yapılan, kontrolümüz altındaki eylemleri ifade etmede kullanılır. Her eylemin kontrolü elimizde olmayabilir. Duyu eylemleri gibi. Believe in İnanmak Dare cesaret etmek Detest = Loathe iğrenmek See görmek See off uğurlamak I am believing in God diyemeyiz. Ancak, I believe in God diyebiliriz. Çünkü Allah’a inanmak, kontrolümüz altında olan ve istesek hemen inanmayacağımız bir durum değildir. I am loving my country diyemeyiz. Ancak, I love my country diyebiliriz. Bütün “Linking Verbs”lerin Continuous formları yoktur. Ancak bu fiiller eğer duyu eylemi anlamında bir anlama sahip değiller ise continuous formda kullanılabilirler. Örneğin; “See”, görmek anlamında continuous formda kullanılamaz. Yani, I am seeing diyemeyiz. Ama “See off” uğurlamak demektir ve continuous formda kullanılabilir. Çünkü “uğurlamak” eylemi, kontrolü elimizde olan bir eylemdir. I am seeing off my friend gibi. Her continuous formu olmayan fiiller için alternatif simple zamanı kullanılır. Present Continuous için Simple Present Past Continuous için Simple Past Perfect Continuous için Present Perfect alternatif olarak kullanılır. Future Perfect Yapıları The Future Perfect Tense ve The Future Perfect Continuous Tense’lerin her ikisi de aynı yerde kullanılır. Present Future Perfect Future X xxxXxxx X Future Perfect Continuous Gelecekte belli bir zamanda olacak eylemleri ifade ettiğimizde cümleyi basit Future ile kurarız. Eğer gelecekte belli bir zamanın öncesine vurgu yapılırsa cümle, The Future Perfect Tense veya The Future Perfect Continuous Tense’lerden biri ile kurulur. Örneğin; Saat beşte ders başlayacak, Basit Future ile Beşe kadar ders başlayacak, Future Perfect ile kurulur. The Future Perfect Tense ve The Future Perfect Continuous Tense zamanlarının kullanımında dikkati çeken “By” edatı vardır. Bu edat, bir cümlede varsa mutlaka Future Perfect’i işaret eder. By …e kadar Exceed aşmak The population of Turkey will exceed 100 millions in 2010. Türkiye’nin nüfusu 2010 yılında 100 milyonu aşacak. Bu cümlede, gelecekte belli bir noktada gerçekleşecek olaydan söz edildiği için Basit Future kullanılmıştır. The population of Turkey will have exceeded 100 millions by 2010. Türkiye’nin nüfusu 2010 yılına kadar 100 milyonu aşmış olacak. Görüldüğü gibi “By” edatının olması Futre Perfectli yapı ister. Yani bir cümlede “…e kadar” anlamına gelen “by” edatının varlığı Future Perfectli yapı gerektirir. Peki bu cümlede niçin Future Perfect Continuous değil de Future Perfect kullanılmıştır? Future Perfect kullanılmıştır. Çünkü 100 milyona aşma eylemi sürekli olmayıp; bir anda gerçekleşen bir eylemdir. Bu yüzden continuous kullanılmamıştır. Zamanların kullanımında bu şekilde spesifik özelliklerine de dikkat etmek gerekir. Sınavlarda, The Future Perfect Tense ve The Future Perfect Continuous Tense’lerle ilgili sorularda bu iki zamanın ikisi de şıklarda verilmez. Çünkü ikisi de aynı yerde kullanılır ve aynı anlama gelir. By ve Until / Till Arasındaki Kullanım Farkı By …e kadar Until / Till …e kadar İkisi de “….e kadar” anlamına gelen bu iki edat arasında çok önemli bir kullanım farkı vardır. Eğer konuşma anı ile gelecekte belirtilen zaman arasında eylem sürekli oluyorsa Until / Till kullanılır. Eğer konuşma anından sonra “…e kadar” ifadesinin geçtiği bir noktada eylem oluyorsa “By” kullanılır ve bu da Future Perfectli yapı gerektirir. Bu açıklamayı zaman çizelgesinde gösterecek olursak; Present Until / till Future Present by Future XxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxX X X X Present Saat 10 Present Saat 10 Olayın gerçekleştiği nokta I will study untill 10 o’clock. Saat ona kadar çalışacağım He will have called us by 10 o’clock. Saat ona kadar bize telefon edecek. Birinci cümlede, zaman çizelgesinde de görüldüğü gibi konuşma anından gelecekte belirtilen zamana kadar çalışma eylemi sürekli yapılacaktır. Burada süreklilik olduğu için “by” artık kullanılamaz; “until” kullanılır. İkinci cümlede ise, telefon açma eylemi konuşma anından gelecekte belirtilen zamana kadar sürekli değil de bir noktada gerçekleşecektir. Bu kullanım da “by” edatını gerektirir ve “by” kullanımı da Future Perfect’i işaret eder. Not Edatların kullanım özelliğinden dolayı “By” cümlenin başına da gelebilir. Normalde edatların asıl yerleri cümle sonlarıdır. Ama kullanım yerleri değişebilir. By the end of next month, we will have completed our study. Bu ayın sonuna kadar çalışmamızı tamamlamış olacağız. Eğer gelecekte yapılacak bir eylemi, öncesi ile ilişki kurarak aktaracaksak tense olarak Future Perfect kullanırız. By the end of year, I will have been working at for 15 years. Yıl sonuna kadar, Dicle Üniversitesinde 15 yıldır çalışmakta olacağım. “For” edatının Farklı Perfect ifadelerindeki Kullanımı Now, I have been studying for three hours. The Present Perfect Continuous Tense Şu anda üç saatten beri çalışmaktayım. When you phoned, I had been studying for three hours. The Past Perfect Continuous Tense Sen telefon ettiğinde, üç saatten beri çalışmaktaydım. By the end of this month, I will have been teaching Engilish for three years. The Future Perfect Continuous Tense Bu ayın sonuna kadar üç yıldır İngilizce öğrenmekte olacağım. Not Sorulan bir soru üzerine “for”un kullanımı yukarıdaki cümlelerde anlatıldı. Zamanların Kullanımındaki Karışıklıklar 1. Simple Past – Present Perfect Kullanımı Bu iki zamanın kullanımında Türkçe’nin yapısından kaynaklanan bazı karışıklıklar vardır. Bu karışıklıkları gidermek için zamanların İngilizce’deki tanımından başlayalım. Simple Past Geçmişte, belli bir zamanda olmuş, bitmiş olayları aktarır. Yani Simple Past’ı kullanabilmek için kesinlikle zamanın belli olması ve olayın olmuş – bitmiş olması gerekmektedir. Eğer bu iki şart eksik ise, kesinlikle Simple Past kullanılamaz. Bu durumda Simple Past’ın alternatifi olan Present Perfect’e gidilmelidir. I saw him three days ago. Onu, üç gün önce gördüm. They signed a peace agreement in 1990. Onlar, 1990 yılında bir barış antlaşması imzaladılar. Görüldüğü gibi birinci cümlede “görme” eylemi olmuş-bitmiş ve belli bir zamanda üç gün önce olmuştur. Bu nedenle Simple Past kullanılmıştır. İkinci örnek için de aynı açıklama geçerlidir. Eğer olay geçmişte belirsiz bir zamanda olmuşsa ve etkisi konuşma anında da devam ediyorsa artık Simple Past kullanılamaz. Bu durumda Simple Past’ın alternatifi olan Present Perfect’e gidilir. My family has moved many years before. Ailem, birkaç yıl önce taşınmış. Burada “taşınma” eylemi, hem belirsiz bir zamanda olmuş hem de etkisi konuşma anında devam etmektedir. Bu nedenle Simple Past kullanılmamış; alternatifi olan Present Perfect’e gidilmiştir. Olayın etkisi durumunu bir örnekle açacak olursak; I lost my key. Anahtarımı kaybettim. I have lost my key. Anahtarımı kaybetmişim. Birinci cümlede geçmişte olmuş-bitmiş olan “kaybetme” eyleminin etkisi konuşma anında yoktur. Bu nedenle kaybedilen anahtarın bulunduğu anlaşılır. İkinci cümleden ise anahtarın henüz bulunamadığı ve kaybetme eyleminin etkisinin konuşma anında da var olduğu anlaşılır. Simple Past – Present Perfect kullanımında yukarda anlatılan detaylara dikkat edilmelidir. Ayrıca Present Perfect kullanımında önemli bir husus daha vardır. Eğer verilen bir cümlede bizi Present Perfect’e götüren bir işaret yoksa yet, just, for, since vb. gibi olayın etkisi ve zamanı düşünülerek sonuca varılır. Present Perfect’li bir cümlede eğer bir zaman dilimi kullanılmışsa this month, this century, this day vb. bu zaman diliminin etki alanı devam etmelidir. Zaman dilimleri de genellikle “this” ile başlarlar. Örneğin, saat öğleden önce on birde kahvaltı yapılmadığı söylenmek istense Simple Past kullanılamaz. Çünkü öğle yemeğine kadar yapılacak bir yeme eylemi kahvaltı olacaktır. Bu nedenle Present Perfect kullanılmalıdır. Eğer öğleden sonra o gün için kahvaltı yapılmadığı söylense artık yapılacak bir yeme eylemi kahvaltı olamayacağından Present Perfect kullanılamaz; kullanılacak zaman Simple Past olmalıdır. Saat Today, I have not had breakfast. Bu gün kahvaltı yapmamışım. Saat Today, I did not have breakfast. Bu gün kahvaltı yapmadım. 2. Present Continuous – Present Perfect Continuous Kullanımı Present Continuous kısa bir zaman dilimi ile sınırlıdır. Olayın sadece şu anı ile ilgilenilir, öncesi ile bir ilişkisi kurulmaz. Present Perfect Continuous’ta ise, olayın öncesine gitmek gerekir. I’m living in Diyarbakır now. Şimdi D. Bakır’ da yaşıyorum. Bu cümlede sadece olayın şu anı ile ilgileniliyor. Ayrıca kısa bir zaman dilimi vardır. Bu nedenle Present Continuous kullanımı gerektirir. I have been living in Diyarbakır for five years. Beş yıldır Diyarbakır’ da yaşamaktayım. Bu cümlede ise sadece olayın şu anı değil öncesi de işin içindedir. Böyle bir ifadede artık Present Continuous kullanılamaz, alternatifi olan Present Perfect Continuous kullanılmalıdır. She is working in a bank, now. at present She has been working in a bank since last year. öncesi ile ilişkili Zamanların Kullanımına Bazı Örnekler I haven’t received the documents yet. Hala belgeleri almadım. Present Perfect Bu cümlede, “have” var ve fiil üçüncü haldedir. Bu nedenle Present Perfect ile kurulmuş bir cümledir. Bu cümleyi “……….almamışım.” diye Türkçe’ye çevirmek İngilizce açısından daha uygundur. Ama Türkçe’ye uygunluk açısından “…….almadım” diye çevrilir. Bu yüzden İngilizce’den Türkçe’ye çeviri yaparken genel yapıyı ve anlamı bozmamak şartıyla kulağa hoş geldiği şekilde çevirmek gerekir. Bu şekilde cümleyi çevirirken, sanki cümle Simple Past ile kurulmuş gibi algılanır. Gerçekte cümle görüldüğü gibi Present Perfect ile kurulmuştur. Bu nedenle yapılan bu açıklama çeviri için geçerlidir. Yani İngilizce’de yukarıdaki cümlede Simple Past kullanılamaz. To receive almak, kabul etmek. To conceive kavramak, algılamak Reception kabul edilen yer Receive’ın isim halidir. Diğer fiiller de bu şekilde isimleştirilebilirler. Concept kavram Co, Con, Com ses uyumuna göre beraber Per …için, karşısında. To perceive idrak etmek, algılamak. De olumsuzluk katan bir ön ektir. To deceive kandırmak, aldatmak. Deceptive aldatıcı. Dikkat edilirse, yukarıdaki kelimelerin hepsi “receive” den türetilmiştir. Dolayısıyla bir kelimenin anlamı bilinirse, türevlerinin de anlamlarını bulunabilir. Öğrenilen bu kelimeleri, türevleri ile birlikte yazarak çalışmak daha verimli olacaktır. The will be contributing to our economy enormously in the years ahead. Future Continuous A. B, önümüzdeki yıllarda ekonomimize büyük ölçüde katkıda bulunuyor olacak. Yukarıdaki örneğin açıklamasına benzer şekilde cümlemizin zamanını çözümlüyoruz. “will” var, Future; “be” var Continuos; yani Futre Continuous’tur diyoruz. Enormously büyük ölçüde, çok. Ahead dosdoğru, ileri To contribute katkıda bulunmak. To distribute dağıtmak. To attribute …e atıfta bulunmak, …e bağlamak. To retribute cezalandırmak “Tribu” Latince bir kelime olup; Roma döneminde ortaya çıkmıştır. “Aşiret” anlamındadır. Roma döneminde üç önemli aşiret varmış. “Tribun” ise, aşiret liderinin aşiret bireylerinin etkinliklerini izlerken oturduğu yüksek yer demektir. Statta oturulan yer anlamındaki “tribün” kelimesi buradan gelmektedir. They had been waiting for three hours when we arrived there. Past Perfect Continuous Simple Past Oraya vardığımızda, onlar üç saatten beri beklemekteydiler. Fiil kelimelerinin anlamları bilinmezse de zamanların kullanımına hakim olmak bizi sonuca götürebilir. Örneğin bu cümleyi zaman uyumu açısından irdeleyebiliriz. Burada Past Perfect Continuous yerine Past Continuous kullanılamazdı. Çünkü Past Continuous eylemin sonrasına da gider. Halbuki örneğimizde, “biz oraya vardığımızda” bekleme eylemi artık bitmiştir ve eylemin sonrasına gidilmez. Bu yüzden Past Perfect Continuous kullanılmıştır. Bu ifadeyi zaman çizelgesinde gösterecek olursak; Simple Past Present Past Perfect Continuous Past Continuous ***** Gramer İçin Kaynaklar 1. A. J. Thomson, Martinet Kullanışlı İngilizce Dilbilgisi Rehberi. 2. Betty Schrampfer Azar Fundamentals Of Englısh Grammar I, II, III The workers will have given up going on strike. İşçiler, greve gitmekten vaz geçmiş olacaklar. Go on strike greve gitmek When he arrived at the station, the train had left. O istasyona geldiğinde tren ayrılmıştı. S. Past Past Perfect Not Temel cümlecik Past Perfect ise, zanan cümleciği Simple Past olmalıdır. Her iki cümlecikte kesinlikle Past Perfect kullanılamaz. When I arrived home my father was reparing his car. Eve vardığımda babam arabasını tamir ediyordu. Bu cümleden, “babamın hala arabayı tamir ettiğini ve benim bu eylemi yaptığını gördüğüm” anlaşılır. When I arrived home my father had repared his car. Eve vardığımda babam arabasını tamir etmişti. Bu cümleden, “babamın arabayı tamir etmiş olduğunu ve benim bu eylemi görmediğim” anlaşılır. When I arrived home my father had been reparing his car. Eve vardığımda babam arabasını tamir etmekteydi. Bu cümleden, “babamın arabayı, ben eve varmadan kısa bir süre önce tamir etmiş olduğunu ve benim bu eylemi görmediğim” anlaşılır. Şu ana kadar birkaç test olduk. We have had several tests so far. Şimdiye kadar So far By far Up to now Until now Up to the present time Till now To date Hitherto Hepsi “şimdiye kadar” anlamındadır. Cümlenin akışına göre “şu ana kadar” ifadeleri ile hangi zamanın kullanılacağını kestirebilmek gerekir. 1- CÜMLE YAPISI SENTENCE STRUCTURE İngilizcede bir sözcük dizisinin cümle olabilmesi için bir öznesi subject ve yüklemi predicate olması gerekir. " I eat. " Özne yüklem Cümlede yüklem yapılan eylemdir, özne ise, bu eylemi yapandır. Bu cümle Türkçeye; Ben yerim olarak çevrilebilirse de, daha çok, gizli özne kullanılarak Yerim. biçiminde ifade edilir. Fiile sorulacak "Kim yapar?" sorusu, yani bu durumda "Kim yer?" sorusunun karşılığı öznedir. Ben yerim. Bir cümlenin öznesinde zamir ya da isim kullanılır. The students eat Öğrenciler yer. isim/ özne yüklem isim/özne yüklem Cümlede yüklemin neyi yaptığı sorusuna cevap veren öğe ise nesnedir.object The students eat meat. Öğrenciler et yer. özne yüklem nesne özne yüklem nesne Öğrenciler neyi yer Et yer. Türkçede öğe diziminin farklı oluşuna dikkat ediniz. İngilizcede bütün fiiller nesne almazlar. Örneğin, go gitmek fiiline neyi gitti sorusu sorulamaz, dolayısıyla böyle fiiller nesneyle kullanılamazlar. Bu fiillerden bazıları şunlardır gogitmek, come gelmek, run koşmak, swim yüzmek, sleep uyumak, stay kalmak, sit oturmak, lie uzanmak Nesne alan fiillere geçişli fiil transitive verbs nesne almayanlara geçişsiz fiil intransitive verbs denir. Cümlede isimler özne ve nesne olarak kullanıldığında, ikinci kez tekrarlanmamak için zamirlerle pronouns yer değiştirirler. Zamir, isim yerine kullanılan sözcüklere denir. The students ismi yerine they onlar, meat ismi yerine de it o, onu zamirleri kullanılabilir. Zamirlerin öznel subjective ve nesnel objective durumları vardır. They eat it. Onlar onu yerler. özne yüklem nesne. zamir zamir Cümlede fiili yüklemi niteleyen, yani fiilin nasıl, nerede, ne zaman yapıldığını gösteren sözcüklere zarf adverb denir. Zarflar eğer cümlede nesne varsa, nesneden sonra, eğer yoksa yüklemden sonra gelir. The students eat meat hungirly at school on Sundays. 1 2 3 4 5 6 Öğrenciler Pazar günleri okulda iştahla et yerler. 1 6 5 4 3 2 1. Özne Kim yer? 2. Yüklem Ne yapar? 3. Nesne Ne yerler? 4. Hal zarfı Nasıl yerler? 5. Yer zarfı Nerede yerler? 6. Zaman zarfı Ne zaman yerler? Bir cümlede bütün bu öğelerin bulunması gerekli değildir, ama bulundukları zaman dizimi yukardaki gibidir. İsimlerin niteliği ve niceliği hakkında bilgi veren sözcüklere sıfat adjective denir. Sıfatlar isimlerin önünde yer alır. The new studetns eat fresh meat. Yeni öğrenciler taze et yerler. Önüne be fiili alarak özneyi niteleyen sıfatlara yüklem sıfat pedicate adjective denir. The new students are hungry. Yeni öğrenciler açtırlar. yüklem sıfat Yukardaki örnekler öğe ve sözcük sayıları ne olursa olsun, basit cümlelerdir. simple sentence. Karmaşık cümle complex sentence basit cümlelerin öğelerinden biri yerine kullanılan, kendi öznesi ve fiili olan sözcük dizileridir. Bu diziye yan cümlecik subordinate clause denir. I eat meat. Et yerim. Basit cümle isim/nesne I eat what they eat. Ben onların yediğini yerim. Karmaşık cümle. nesne/yan cümlecik nesne İkinci örnekte cümlenin nesnesi olan isim yerine, kendi öznesi they ve fiili eat olan ve bir bağlaçla what temel cümleye ı eat bağlanan bir isim cümleciği noun clause Yan cümlecikler fiili niteleyen bir zarf yerine kullanılırsa zarf cümleciği adverbial clause, isimleri niteleyen bir sıfat gibi kullanılırsa, sıfat cümleciği/bağ zamiri cümleciği adjectival/relative clause olarak adlandırılırlar. Ör The students eat meat when they want. özne yük. nesne zaman zarfı cümleciği Öğrenciler istedikleri zaman et yerler. zam. zar. cüml. Örn The students who came late ate meat. özne sıfat cümleciği yük nesne Geç kalan öğrenciler et yediler. sıf. cüml. Yukardaki cümlenin öznesi, The students who came late Geç kalan öğrenciler yüklemi ate yediler, nesnesi ise meat et olduğuna göre, İngilizcede ister basit, i ister karmaşık cümle olsun, yapının değişmediğini söyleyebiliriz. İngilizce Bir Cümlede Zarflar Nasıl Anlaşılır?İngilizcede Zarflar ve Sıfatlar Nasıl Ayırt Edilir?İngilizcede Zarflar Nasıl Oluşturulur? Sıfatların sonuna ’-ly’’ takısı getirilerek zarf sıfatlar ve zarflar aynıdırZarf SorularıSıklık Zarfları Adverbs of Frequency İngilizcede Zarflar Cümle İçinde Nasıl Kullanılır?İngilizcede Zarf Kullanımı Örnekleriİngilizce Zarflar ile İlgili Sık Sorulan Sorular; İngilizce zarflar nedir? İngilizce cümlelerde zarflar nasıl anlaşılır? Bu ve benzeri sorular İngilizce öğrenmek isteyen kişiler tarafından soruluyor. İngilizce zarflar hakkındaki bu soruların cevaplarını öğrenmek isteyenler için kısa bir kılavuz hazırladık. İngilizce zarflar yani adverbs tıpkı Türkçede olduğu gibi bir fiilin anlamını yer, zaman, durum ve miktar bakımından niteler. İngilizce Bir Cümlede Zarflar Nasıl Anlaşılır? Eğer fiilin nasıl, ne zaman veya ne kadar yapıldığına dair bilgi veriliyorsa cümlede zarf bulunuyordur. İngilizcede Zarflar ve Sıfatlar Nasıl Ayırt Edilir? Sıfatlar ismi niteler ve isimden önce bulunurken, zarflar fiilleri niteler ve cümle içerisinde farklı yerlerde bulunabilir. İngilizcede Zarflar Nasıl Oluşturulur? Sıfatların sonuna ’-ly’’ takısı getirilerek zarf oluşturulur. Örnek Sıfat careful Zarf carefully Ali is not a careful driver. Ali dikkatli bir sürücü değil. Careful’ sıfatı isimden driver önce gelip ismi niteliyor. Ali should drive carefully. Ali dikkatlice sürmeli. Carefully’ -ly takısını alarak Ali’nin nasıl sürmesi gerektiğini belirterek drive’ fiilini niteliyor. Bazı sıfatlar ve zarflar aynıdır Örnek Sıfat fast Zarf fast Ali is a fast runner. Ali hızlı bir koşucu. Fast’ sıfatı isimden runner önce gelip ismi niteliyor. Ali runs very fast. Ali çok hızlı koşuyor. Fast’ herhangi bir ek almadan zarf olarak kullanılıyor ve Ali’nin nasıl koştuğunu bildirerek run’ fiilini niteliyor. Zarf Soruları Fiile yönetilen soruların cevabında her zaman zarf bulunur. 1- How? Nasıl? How did you distribute the money? Parayı nasıl dağıttın? I distributed the money fairly. Parayı adil bir şekilde dağıttım. 2- When? Ne zaman? When do you leave work? İşten ne zaman çıkıyorsun? I leave work in the evening. İşten akşam çıkıyorum. 3- How often? Ne sıklıkla? How often do you visit your friends in Germany? Ne sıklıkla Almanya’daki arkadaşlarını ziyaret ediyorsun? I go to Germany once a year to visit my friends. Arkadaşlarımı ziyaret etmek için yılda bir kere Almanya’ya giderim. 4- How long? Ne zamandır? How long have you been living in Turkey? Ne zamandır Türkiye’desin? I have been living in Turkey for almost five years. Türkiye’de neredeyse beş yıldır yaşıyorum. Sıklık Zarfları Adverbs of Frequency Sıklık zarfları yani adverbs of frequency bir eylemin ne sıklıkla gerçekleştirildiğini belirtir ve özneden sonra yer alır. İngilizcedeki altı tane sıklık zarfını inceleyelim; 1- Always Her zaman I always brush my teeth before breakfast. Kahvaltıdan önce her zaman dişlerimi fırçalarım. 2- Usually Genellikle I usually go to work by bus. Ben genellikle otobüsle işe giderim. 3- Often Sık sık I often go to the theatre with my friends. Ben sık sık arkadaşlarımla tiyatroya giderim. 4- Sometimes Bazen Sometimes I go to the gym. Bazen spor salonuna giderim. 5- Seldom Nadiren I seldom go to the mall. Ben nadiren AVM’ye giderim. 6- Never Asla I would have never done this if I had known the consequences. Sonuçları bilseydim bunu asla yapmazdım. Birden fazla kelimeden oluşan sıklık zarfları Örnekler I go to the beach once a week. Haftada bir defa sahile giderim. Every year I celebrate my birthday with my friends. Her sene arkadaşlarımla doğum günümü kutlarım. I cut my hair once a month. Ayda bir defa saçımı keserim. İngilizcede Zarflar Cümle İçinde Nasıl Kullanılır? İngilizcede zarflar cümlenin birçok noktasında bulunabilir. Fiile yönelik soru sorulduğunda keşfedilen zarflar; zarf türüne göre farklı yerlerde bulunurlar. Örneğin; durum zarfları, zaman zarfları ve yer zarfları fiilden sonra yer alır. İçinde nesne bulunan cümlelerde zarf nesneden sonra yer alır. Eğer cümlede birden fazla zarf mevcutsa da bunların kullanım sırası durum, yer ve zaman zarfı şeklindedir. İngilizcede Zarf Kullanımı Örnekleri The dog was chasing Ali, so he ran quickly. Köpek Ali’yi kovaladığından Ali hızlıca koştu. Can you speak more clearly? Daha açık konuşabilir misin? I swim very well. Çok iyi yüzüyorum. He plays the guitar beautifully. Gitarı muhteşem çalıyor. She caughed silently to not disturb the class. Sınıfı rahatsız etmemek için sessizce öksürdü. They spoke very softly to not wake the baby. Bebeği uyandırmamak için hafifçe konuştular. He laughed loudly to attract attention. Dikkat çekmek için sesli güldü. She accomplished the task successfully. Görevini başarıyla tamamladı. He goes to Morocco once a year to visit his grandfather. Senede bir kez büyükbabasını ziyarete Fas’a gidiyor. I often go to concerts and enjoy live music. Sık sık konsere gidip canlı müziğin tadını çıkarırım. İngilizce Zarflar ile İlgili Sık Sorulan Sorular; İngilizcede zarf ne anlama gelir? İngilizcede zarf adverbs olarak adlandırılır ve fiili niteler. Sıfatı ve Zarfı Birbirinden Nasıl Ayırabilirim? Sıfatlar ismi nitelerken, zarflar fiili niteler. Cümlede “nasıl?” sorusunu cevaplayan sözcük zarfdır. I have pink hair. Benim pembe saçım var. “Pink” burada sıfat olup ismi yani saçı niteliyor. I draw excellently. Ben mükemmel bir şekilde çizerim. “Excellently” burada zarf olup fiili yani çizmeyi niteliyor. İngilizce zarflar nelerdir? İngilizce zarflar yani adverbs tıpkı Türkçede olduğu gibi bir fiilin anlamını yer, zaman, durum ve miktar bakımından niteleyen sözcüklerdir. İngilizce zarf nereye gelir? İngilizcede zarflar cümlenin birçok noktasında bulunabilir. Fiile yönelik soru sorulduğunda keşfedilen zarflar; zarf türüne göre farklı yerlerde bulunurlar. Örneğin; durum zarfları, zaman zarfları ve yer zarfları fiilden sonra yer alır. İçinde nesne bulunan cümlelerde zarf nesneden sonra yer alır. Eğer cümlede birden fazla zarf mevcutsa da bunların kullanım sırası durum, yer ve zaman zarfı şeklindedir. İngilizce Zarflar ile ilgili öğrendiklerinizi pratiğe dökmek ister misiniz? Dilerseniz EnglishCentral’da bulunan fazla interaktif video derslerini inceleyebilir, kelime daarcığınızı geliştirip telaffuz pratiği yapabilirsiniz. Dilerseniz öğrendiklerinizi canlı ve birebir İngilizce özel ders sırasında kişisel İngilizce öğretmeniniz ile tekrar edebilirsiniz. Hemen EnglishCentral’a kayıt olup İngilizce öğrenmeye başlamaya ne dersiniz? Nesne – Dilbilgisi Terimleri / Object – Grammatical Terms Dilbilgisi Terimleri isimli konularda İngilizce dil bilgisi kapsamında terim ve tanımları ele alacağız. Aşağıda nesne object ile ilgili hazırladığımız konu anlatımı ve ilgili örnekleri bulabilirsiniz. İngilizce bir cümlede fiilden ya da edattan etkilenen öğeye nesne denir. İngilizcede üç çeşit nesne vardır. Bunlar Direct Object – Dolaysız Nesne Indirect Object – Dolaylı Nesne bu iki ana gruba ek olarak edat nesne’ olarak bir üçüncüyü ekleyebiliriz. Dolaysız Nesneye Örnekler – Examples of Direct Object İngilizcede cümlenin eylemine direk olarak konu olan nesnelere dolaysız nesne yani direct object’ denir. Dolaysız nesneyi fiile “what? -neyi?’ ya da whom? – kimi?” sorularını sorarak bulabiliriz. Could you pass the salt please? – Tuzu uzatabilir misiniz acaba? Pass what? – Neyi uzatır mısınız? The Salt – Tuzu = dolaysız nesne Dolaysız nesne ile ilgili daha ayrıntılı konu anlatımı ve örnekler için tıklayınız Dolaylı Nesneye Örnekler – Examples of Indirect Object Dolaylı nesnenin alıcısı konumundaki öğeye dolaylı nesne denir. İngilizce bir cümlede dolaylı tümleç vardır diyebilmemiz için o cümledeki fiilin etki ettiği bir nesnenin bir alıcısı olması gerekir. Dolaylı nesneyi fiile “what? -neye?’ ya da who? – kime?” sorularını sorarak bulabiliriz. Could you pass Lucas the salt please? – Tuzu Lucas’a uzatabilir misiniz acaba? Pass what? – Neyi uzatır mısınız? The Salt – Tuzu. dolaysız nesne Who or what received the salt? – Tuzu alan kimdir ya da nedir? Lucas = dolaylı nesne Dolaysız nesne ile ilgili daha ayrıntılı konu anlatımı ve örnekler için tıklayınız Edat Nesnesine Örnekler – Examples of Object of a Preposition Bir edattan sonar gelen isim ya da zamir object of a preposition’ yani edat nesnesi olarak bilinir. Aşağıdaki örneklerde edat nesneleri koyu ile yazılarak belirtilmiştir. I live near London. Londra yakınlarında yaşıyorum. He lives with me. Beni

ingilizce cümlede nesne nasıl bulunur